24 Temmuz 2012 Salı

Ahlakın Beşer Olmayanı


Zihin ima ettiği değişimleri olumlu yönde bir çaba bir İhtiyaç olarak algılamamızı sağlar. Akıl iradi bir mukavemette bulunmadığında kendisi bunu düzenleyecek güçtedir.
Bu bağlamda özgürlük kavramı akla geldiğinde hemen her birimin çıkarlarından, faaliyetlerini kilitleyen, kemikleştiren güdülerinden kurtulması gerekiyor denebilir.
Geçen yüzyılın düşünürlerinden T.W.Adarno, bu kavram için şu anlamlı ifadeyi kullanmış. “Özgürlük de öğrenilmesi gereken bir şeydir…” Şayet ruhsal anlamda bu sözü değerlendirirsek, her şeyden önce gerçek özgürlüğe varabilmek için “beşeri ahlaktan” kurtulmamız söz konusudur.
Örneğin Hz. İsa’nın Petrosa “sen bir birim gibi düşünüyorsun, Allah gibi düşünmüyorsun” diyerek bu konuya ışık tutar.
Bizler bugün özgürlükten yoksun olduğumuzu düşünürken, “dışa olan bağımlılıktan kurtulmak, içsel bir hayatı tercih etmek” yerine daha ziyade, dış boyutta hareket kabiliyetimizi kısıtlayan düşüncelerden, hareketlerden kurtulmayı düşünüyoruz, bunu anlıyoruz.
Ancak istenilen bu değil. Daha değişik bir şey.
Bu aşamada ciddi ve önemli olan farklı adımları atmak, değişimi gerçekleştirmek ve bu âlemin olduğu hükmüne vararak, algılama kültürünü-evrensel yaşam karakterini bu boyuta göre kurmak gerekiyor

Bu çok önemli noktayı taklidi bir anlayışına dayalı yaşadığımız için ya hiç düşünmüyoruz veya bilmiyoruz. Bilgisizlikten kaynaklanan bir yaşamımız var.
Mistisizm bize bunu yanlışımızı hatırlatıyor. Şurası muhakkak ki varlık âlemi isimlerin açığa çıkışı ile var olduğuna göre, bir bileşim diğerini tetikliyor, yani egemenliği altına alır gibi oluyor.
Geçişte bu nedenle insanın kısıtlanması anlamına geliyor. Bundan tabi bir şey olamaz. Bu durumdan kurtulmak için esma genişliğine ulaşmak gerekiyor. Onun içinde belirli çalışmaları yapmak, eski tarzı terk edip değişikliğe girmek şart. O boyuta girdiğinde ne korku kalır, ne birey nede özgürlük talebi.
Çünkü sen olmazsın.
Baki kalan O’dur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder